2019 yılından itibaren alternatif ulaşım araçlardan biri olarak Türkiye yollarında görmeye başladığımız e-scooterlar, trafik sorununa can simidi olma görevini üstleniyor. Gençlerin öncelikle tercih ettiği bir araç olarak görünse de, akaryakıta gelen zamlar, taksi bulamama sorunu ile birlikte her yaşta insanların tercihi olmuştur. Egzoz emisyonu ve karbon salımını azaltması, trafikte hareketliliği artırmasından dolayı devlet makamları e-scooterlara pozitif bakmışlar ve yayılmasına engel çıkarmamışlardır.
Büyük şehirlerde popülerliği gitgide artan bu araçlar faydaları ile birlikte sorunları da getirmişlerdir. E-Scooter kullanıma çeki düzen verebilmek için 14 Nisan 2021 tarihinde ilk yönetmelik resmi gazetede yayınlanmıştır. Yönetmelikle birlikte, e-scooterlar yaya yollarında, otobanlarda ve şehirlerarası yollarda kullanılması yasaklandı. Şehir içinde ise 50 km hız sınırının bulunduğu yerlerde kullanımına izin verildi. İki kişi veya yük ile binilmesi, hastane, emniyet, askeri bölge gibi kamu kurumlarının giriş ve çıkışlarına park yapılması yasaklandı.
E-scooterlar, çevreci özellikleri ve ergonomik yapılarıyla trafik sorununun çözümü için ideal bir alternatif olarak görülse de kullanım şekilleriyle, her biri bir saatli bombayı andırmaktadır. Kullanım esnasında kask gibi koruyucu ekipman kullanılmaması kaza anında ölüme davetiye çıkarıyor.
E-scooterlar ile ölümlü ve maddi hasarlı kaza sayısı her geçen gün artmaktadır. Araçlarımızda mevcut olan üçüncü şahısların zararlarını karşılayan zorunlu trafik sigorta gibi bir sigorta zorunluluğu olmadığı için meydana gelen kazalarda kullanıcı sorumlu oluyor. E-scooter ile maddi hasarlı bir kaza yaptınız ve kazanın oluşumunda e-scooter kullanıcı kusurlu ise, karşı araçta oluşan hasarın bedelini kullanıcı ödemek zorunda kalıyor. E-scooter kullanıcı bu kazada yaralandığı takdirde bütün tedavi masraflarını kendisi karşılamak zorunda kalacaktır. Ölüm meydana geldiğinde geride kalanlar destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları olmuyor. Yasak olduğu halde e-scooterlara iki kişi binildiğinde yaralanmalı veya ölümlü bir kaza meydana geldiğinde yolcu konumunda bulunan kişi, kullanıcı konumunda olan kişiye maddi ve manevi tazminat davaları açabilecektir.
E-scooter kullanımın artması sorunları da beraberinde getirdi. Yetkililerin bunlara biran önce çözüm önerileri getirmesi gerekmektedir ve çalışmalar olduğunu biliyorum. Bunlardan birincisi sorumluluk sigortanın zorunlu hale getirilmesidir. Bu iki yolla yapılabilir. Birincisi ve en sağlıklı olanı, kiralayan şirket tarafından sorumluluk sigortası yaptırılmasıdır. Sorumluluk sigortası, kullanıcın canına gelecek zararları, ölüm sonrası geride kalan yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatını ve üçüncü kişilere verdiği zararları kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Poliçe limitleri günümüz koşullarına uygun olmalıdır. Yasada zorunluluğu yerine getirmek için düşük limitli poliçeler düzenlenmemelidir. Hatta yasa koyucu bunun trafik sigortasında olduğu gibi limitleri belirlemelidir. Diğer bir yol ise, bireylerin kendilerine, sorumluluk sigortası yaptırmasıdır. Bunu tercih edecek olanlar, daha çok mülkü kendisine ait e- scooter kullanıcıları Türkiye de çok aktif olmasa da dünyada örnekleri mevcut.
Elektrikli scooter kullanımı ile henüz yolun başındayız ve gideceğiz çok yolumuz var. Geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarabilirsek ne mutlu bizlere.. Bir yerde okumuştum ve beynime kazınmıştı. Bu da son sözümüz olsun. Bu tip araçlarda bedeniniz kaportadır.
Murat Canbulat
ESC Hukuk Genel Müdürü